Duygu Delen'in şüpheli ölümüyle ilgili davada gerekçeli karar açıklandı. Gerekçeli kararda Delen'in balkondan düşmesinden hemen önce evde yaşananlar ayrıntılı biçimde yer aldı.
Balkondan düştü denilmişti ama asıl sebebi herkesi kahretti..
Devamını okumak için görsele dokunun..
Duygu Delen'in şüpheli ö-lümüyle ilgili davada gerekçeli karar açıklandı. Gerekçeli kararda Delen'in balkondan düşmesinden hemen ö-nce evde yaşananlar ayrıntılı biçimde yer aldı. Kararda, sanık Kaplan’ın Delen'in telefonunda farklı erkeklere ait fotoğraf gö-rdüğü, Kaplan’ın Delen’e tartışma esnasında tokat attığı ve hakaret ettiği, Delen'in de sanıktan telefonu almaya çalışmasından dolayı aralarında itişme yaşandığı yer aldı.
Son dakika: Duygu Delen'in ö-lümüyle ilgili ö-nemli bir gelişme yaşandı. Gaziantep’te balkondan şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybeden 17 yaşındaki Duygu Delen’in ö-lümüne ilişkin açılan davada yargılanan ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılan sanık Mehmet Kaplan hakkındaki hükmün 50 sayfalık gerekçeli kararı hazırlandı.
İNTİHARA MI YÖ-NLENDİRDİ?
Beyanlar, keşif ve Adli Tıp Raporları ile delillerin sanığın savunmasını teyit edici nitelikte olması ve sanığın suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle “Kasten ö-ldürme” suçundan beraat kararı verildiği aktarılan kararda, sanık Kaplan’ın Duygu Delen’i intihara yö-nlendirmediği vurgulandı.
Gerekçeli kararda cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası, sanık savunmaları, Adli Tıp Kurumu raporları, bilirkişi raporları ile tanıkların, avukatların ve katılanların beyanlarına yer verildi.
EVDE YAŞANANLAR DETAYLARIYA AÇIKLANDI
Kararın değerlendirme kısmında Duygu Delen’in olaydan bir gün ö-nce Instagram üzerinden sanık Kaplan’a “Tek engelli olmadığım yer burası” şeklinde mesaj attığı, mesajlaşmanın ardından sanık Kaplan’ın Duygu’yu evinden alarak evlerine getirdiği, Duygu’nun telefonunun şifresini açarak sanığa verdiği, sanık Kaplan’ın Duygu’nun telefonunda farklı erkeklere ait fotoğraf gö-rdüğü, sanığın Duygu’ya bağırdığı ve tartışmaya başladıkları, Kaplan’ın maktul Delen’e tartışma esnasında tokat attığı ve hakaret ettiği, Duygu’nun sanıktan telefonu almaya çalışmasından dolayı aralarında itişme yaşandığı, mahkemece düşme ö-ncesi olayın bu şekilde gerçekleştiği aktarıldı.
PROF. DR. HAKAN KAR’IN RAPORU KABUL GÖ-RMEDİ
“Şüpheden sanık yararlanır” ilkesine yer verilen kararda, varsayımlara dayanılarak sanık hakkında mahkumiyet hükmü tesis edilemeyeceği belirtildi. Prof. Dr. Hakan Kar’ın soruşturma aşamasında hazırladığı mütalaada yer alan inceleme sonuçları ile muhtemel senaryo şeklindeki kabulün mahkemece sabit gö-rülmediği aktarılan kararda, Prof. Dr. Kar’ın hazırladığı rapor ile Adli Tıp 1. ve 3. İhtisas Kurulu’nun hazırladığı rapor arasındaki çelişkilere yer verildi.
ADLİ TIP KURUMU RAPORLARINA İTİBAR EDİLDİ
Prof. Dr. Kar’ın hazırladığı mütalaada muhtemel sonuçlara ilişkin varsayımlara dayanan tespitlerin bulunduğu paylaşılan kararda, “Odadan alınan kan ö-rneklerinin sanık Mehmet Kaplan’a ait kan ö-rneği ile uyumlu olması, yine 3. Kattaki çamaşır telleri üzerinde Duygu'ya ait kan veya DNA'ya rastlanılmaması, Prof. Dr. Kar’ın soruşturma aşamasında hazırladığı mütalaada maktulün vücudundaki ‘ray şeklinde ekimozların’ darpa bağlı oluştuğu kabul edilmesine karşın, kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu ve adli tıp raporlarında sö-z konusu ray şeklinde tarif edilen ekimozların yüksekten düşme sonrasında zemine çarpmanın etkisi ile oluşabilecek nitelikte olduğu, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 3. Üst Kurulu'nun mütalaası ile yine aynı yö-ndeki Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu'nun mütalaasının gerekçeli, birbiri ile uyumlu oluşu, bu raporlarda çok sayıda adli tıp uzmanlarınca aynı yö-nde kanaat bildirilmiş olması nedeniyle mahkememizce adli tıp kurumu raporlarına itibar edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Devamını okumak için görsele dokunun..
“BİLİNÇ DURUMU MEVCUT VERİLERLE BİLİNEMEDİ”
Maktul Delen’in balkona sürüklenerek çıkarılmasına dair herhangi bir iz veya emarenin bulunmadığı, yerdeki kan izlerinin sürüntü şeklinde olmadığı belirtilen değerlendirmede, “Adli Tıp raporlarında bilinç durumu ile ilgili olarak ö-lenin bilinç durumunun mevcut verilerle bilinemediğinin belirtildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda kamera gö-rüntüleri ışığında ö-lenin bilincinin tam kapalı olmadığının bildirildiği, yapılan yargılama sonucunda ö-lenin olay sırasında bilincinin tam kapalı olduğuna, koma ya da konfüze halde olduğuna dair tıbbi bir tespitin bulunmadığı gibi kamera gö-rüntülerinin saniyenin 1/12 olacak şekilde yavaşlatıldığında Duygu'nun refleks gö-sterdiğinin gö-rüldüğü, ö-lenin 3. Kattaki çamaşır tellerine teması nedeniyle düşme pozisyonunda değişiklik meydana gelebileceği, hangi pozisyonda düşmeye başladığı tespit edilemedi. Ö-lenin düşme ö-ncesi ve düşme esnasında bilincinin kapalı olduğuna dair kesin delilin bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi.
Dava konusu olayda sanığın istikrarlı bir şekilde aynı şekilde savunmada bulunduğu aktarılan kararda, “Tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporu, dijital inceleme raporları, adli tıp raporları ve diğer deliller sanığın savunmasını teyit edici niteliktedir, bu nedenle sanığın savunmasının aksini ispatlar, mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve mahkumiyete yeterli delil elde edilemediğinden, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın beraatine yö-nelik hüküm kurulmuştur” ifadelerine yer verildi.