vay be ben şok bu habere

4 izlenme 21 Kasım 2022
Reklamlar
videolu haber

Adnan Ertuğran… Yani hepimizin tanıdığı ismiyle Adnan Şenses…

O doğduğunda takvim yaprakları 21 Ağustos 1935’i gösteriyordu.

Muhsin bey ile Emine hanımın beşinci çocuğu olarak Bursa’nın Mudanya ilçesinin Trilye Köyü’nde gözlerini açtı dünyaya.

Albay olan babasının tayinleri nedeniyle önce Ankara’ya taşındılar. İki kız, iki de erkek kardeşi vardı.

Çocukluk yılları Ankara’da geçti. Eğitimine İsmet İnönü İlkokulu’nda başladı. Okulunu bitiremeden bu kez İstanbul’a taşındılar. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Karagümrük’te ilk ve ortaokul eğitimini tamamladı.

Müziğe ilgisi çocukluk yıllarında başladı. Henüz ilkokuldayken Beyazıt’taki müzik mağazalarının önüne giderdi.

Doğuştan gelen ses yeteneği olmasına rağmen, babası Adnan’ın marangoz olmasını istiyordu ve küçük bir dükkan açtı. Atölyede çalışırken söylediği şarkılar gün geçtikçe mahallelinin de kulağında çınlıyordu.

Hem şarkı söylemeyi seviyordu hem de sesi çok güzeldi. İçi içine sığmıyordu. Sanki bu dünyaya şarkı söylemek için gelmişti. 

Arkadaşları da sürekli “Ulan bu ses bizde olsa, bir yolunu bulup çoktan gazinoya çıkmıştık bile.” Diyerek Adnan’ı adeta gazlıyordu.

En sonunda yanamadı ve babasının açtığı marangoz dükkanını kapatarak ailesinin yanından kaçtı.

Beyoğlu’na gelen Adnan Şenses, dönemin ünlü organizatörlerinden Tikofiş lakaplı Hasan Oktay’la tanıştı. Mahallede beğenilen sesi Beyoğlu’nda yetersiz bulundu. Adnan Şenses bir röportajında o günleri şöyle anlatıyor;

“Sonunda gaza geldim ve marangoz dükkanıma kilidi vurduğum gibi İstiklal Caddesi'nde aldım soluğu. Şarkıcı olmak için ölümü bile göze almıştım. Çünkü, dükkanı kapattığımı ve evden kaçtığımı duyan babam, beni öldürebilirdi. O devrin şöhret fabrikatörü merhum Tikofiş Hasan'ın organizasyon bürosuna dayandım. Tikofiş, 'Madem sesine güveniyorsun, oku bir şarkı da dinleyelim' dedi. 'Bir Kendi Gibi Zalimi Sevmiş Yanıyormuş' şarkısına başladım. Tikofiş, şarkıyı yarıda kesti; 'Senden bir bok olmaz, karga gibi sesin var ulan' dedi.”

Evden kaçan Adnan’ın yatacak yeri bile yoktu. Hasan Oktay bunu öğrenince Adnan’ın büroda kalmasına izin verdi. Şarkıcılık hayalleriyle evini, dükkanını bırakan Adnan Şenses, Hasan Oktay’ın yazıhanesinde çay ve temizlik işlerine bakıyordu.

Bir süre sonra Tikofiş Hasan, düzenlediği konserlere Adnan’ı da götürmeye başladı. 1957’deki Gemlik konserine Sabite Tur gelmeyince, fırsat Adnan’ın ayağına geldi. Hasan Oktay, “Hadi bakalım karga, sahne senin ne yaparsan yap” diyerek Adnan’ın sahneye gönderdi.

Usta sanatçı, sahneye adım attığı ilk günü şöyle anlatıyor;

“Sabite Hanım'ı bekleyen kalabalık önce beni yuhaladı, fındık fıstık attı ama bozulmadım,. kızmadım. Bir, iki, üç şarkı derken beni alkışlamaya başladılar. Dördüncü şarkımı gözyaşları içinde okuyunca seyirci de coştu.O arada Sabite Hanım da gelmiş, beni dinliyormuş kulisten. İçeri girince, 'Çok büyük bir ses sanatçısı olacaksın' dedi, elini öptüm.”


Adnan Şenses, Günlük 5 liraya şarkı söylüyordu. Bursa’daki konserinde de aynı para kazandı. Malum o dönemler gazino ve gazinocular arasında her zaman solist rekabeti vardı. İyi solist demek, daha çok müşteri ve boş masa kalmayan gazino demekti.

Adnan’ın güçlü sesi gazinocuların iştahını kabarttı. Bursa konserinin ardından bir gazinocu gündelik 50 lira teklif ederek kaçırmak istedi. Fakat diğer gazinocu durumu anlayarak Adnan’ı sakladı. Onun da amacı Adnan’ı kendi gazinosunda sahneye çıkarmaktı. İşin sonunda her ikisi de Adnan’ı ellerinden kaçırdılar.


Adnan Şenses’in artık turneleri başladı. Kristak, Bebek, Tepebaşı ve Küçük Çiftlik gibi dönemin önde gelen gazinolarında sahneye çıkıyordu. Gün geçtikçe yüksele kariyerine vatani görevi için ara verdi.

Askerden döndüğünde 24 yaşındaydı. Kendini yeniden çok sevdiği sahnelerde buldu. Fakat bu kez kariyerinde yeni bir pencere açmaya karar verdi beyazperdeye adım attı.

Bir gün Adnan Şenses’i gazinoda şarkı söylerken gören yönetmen Memduh Ün, onu Mahallenin Sevgilisi filminde Muhterem Nur ile başrolde oynatmak istiyordu. Sözleşmeyi bile hazırlamıştı. Ancak Adnan Şenses, başka yerlerle anlaşması olduğu için bu sözleşmeyi imzalayamadı.

Beyazperdede boy gösterdiği ilk film, 1960’ta Fatma Girik ile oynadığı Fakir Şarkıcı’ydı. İlk filminde aynı zamanda ilk bestesi olan “Yollarına baka baka yoruldum, o çapkın gözlerine vuruldum”u söyledi.

Yeşilçama’a adım attığında 1959’da tanıştığı film yapımcısı Suzan Yakar Rutkay’la olan ilişkisi nikah masasına uzandı. Adnan Şenses, musiki dersleri aldığı kendisinden 28 yaş büyük Suzan Yakar ile 1961 yılında dünyaevine girdi.

Evlendiği yıl, Yeşilçam’da da ışık saçtığı yıl oldu. Tam 3 film çekti. Tam 47 filmde başrol oynayan Adnan Şenses, 1986’da oynadığı Karım Beni Aldatırsa filmiyle Yeşilçam’a veda etti.

Suzan Hanım’la olan evliliği 1963 yılında bitse de, aşktan vazgeçmedi. Hemen ertesi yıl Meral Tunalı ile nikah masasına oturdu. 4 yıl süren bu evlilikte Arzum ismini verdiği bir kız çocuğu dünyaya geldi.

#AdnanŞenses #ZekiMüren #AdnanŞensesKimdir

Bunlar da İlginizi Çekebilir

İşte Selçuk Tepeli'nin canlı yayında söyledikleri EVLENMEDEN ÖNCE KIZDAN İSTEĞi Türkiye açlığa terk edilen 2 namuslu Türk polisini konuşuyor Kılıçdaroğlu engellenen kampanya videosunu paylaştı