Ahahah Sonunu Hiç Böyle Beklemiyordum Kadının biri bir gün ormanda gezinirken tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş. Kurbağa ona, “Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım”. demiş. Kadın onu kurtarmış ve kurbağa da: – “Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, dileğinin 10 katı iyisine ve fazlasına kocan da sahip olacak!” Kadın: “Tamam” demiş. İlk dilek olarak; Devamını Okumak İçin..Ayrıntılar diğer sayfada haberimiz detayındadır..
Ahahah Sonunu Hiç Böyle Beklemiyordum Kadının biri bir gün ormanda gezinirken tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş. Kurbağa ona, “Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım”. demiş. Kadın onu kurtarmış ve kurbağa da: – “Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, dileğinin 10 katı iyisine ve fazlasına kocan da sahip olacak!” Kadın: “Tamam” demiş. İlk dilek olarak; Devamını Okumak İçin..Ayrıntılar diğer sayfada haberimiz detayındadır..
Dünyanın en güzel kadını olmak istiyorum.” demiş. Kurbağa onu uyararak demiş ki: – “Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek.” Kadın: – “Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım için, onun gözü benden başkasını görmeyecek”. Ve ilk dilek gerçekleşmiş. Kadın dünyadaki en güzel kadın oluvermiş.İkinci dilek olarak; “Dünyadaki en zengin kadın olmak istiyorum.” demiş. Kurbağada yine uyararak: – “Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak” demiş. Kadın: “Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir” demiş. Dilek gerçekleşmiş ve dünyanın en zengin kadını oluvermiş. Kurbağa, kadına üçüncü dileğini sorduğunda, kadın son dileğini söylemiş: – “Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum” demiş… Bonus Fıkra Minibüs şoförü yolda arabasıyla ilerliyormuş. Yol kenarında duran birisinin elini kaldırdığını görünce yanaşmış ve yolcuyu arabaya almış. Arabaya binen yolcunun, siyahlar içerisinde gizemli bir görüntüsü varmış. Şoför sormuş: – Kimsiniz beyefendi, yolculuk nereye? Adam cevap vermiş: – Ben Azrail’im. Senin canını almaya geldim. Bunu duyan adam ciddiye almayarak cevap vermiş: – Şaka mı yapıyorsun kardeşim. Ne Azrail’i? – Ne yani benim Azrail olduğuma inanmıyor musun?
O zamangerçekten Azrail olduğumu size ispatlayayım. 300 metre ileride elini kaldıran ve araba bekleyen bir kişi göreceğiz, onu da arabaya almalısın. Şoför ilerlemeye devam etmiş. Arkadaki adamın dediği gibi 300 metre sonra yol kenarında elini kaldıran bir adam görmüşler ve arabaya almışlar. Yeni yolcu şoförün yanına oturmuş. Şoför iyice heyecanlanmaya başlamış. Yeni binen yolcuya arkadaki adamı göstererek bu adam Azrail olduğunu iddia ediyor demiş. Yanındaki yolcunun cevabı üzerine iyice korkmuş: – Ne yolcusu, ben arkada kimseyi göremiyorum ki! Arkadaki yolcu araya girmiş. – Gördün mü, beni senden başka kimse göremez, çünkü ben senin Azrail’inim. Senin canını almaya geldim. Şimdi canını almadan önce arabayı durdur, yol kenarında 2 rekat namaz kıl dua et, demiş.. Bunu duyan şoför sona geldiğini düşünerek mecbur arabayı durdurmuş ve yol kenarında namaz kılmak için arabadan inmiş. Sonra ne mi olmuş? Ne olacak, bu oyunu daha önceden planlayan 2 hırsız arkadaş arabayı çalıp uzaklaşmışlar
Tımarhanenin birinde deliler can sıkıntısından bağrışıp duruyorlar, çok gürültü yapıyormuş. Gürültüden rahatsız olan müdür, doktorların yanına giderek sormuş:
─ Tımarhanemizdeki deliler çok gürültü yapıyor, bunları susturmanın bir yolu yok mu?
Doktorlardan birisi cevap vermiş:
─ Delileri susturmak istiyorsan, onları oyalayacak bir şey bulmalısın.
Bunu duyan müdür hemen tımarhanenin bahçesinde delileri bir araya toplamış. Müdür delilere sormuş:
─ Sizi hacı yapmamı ister misiniz?
Bunu duyan deliler sevinerek hep bir ağızdan bağırmışlar:
─ Eveeet !
Müdür delileri kandırmış. Tımarhanenin etrafında akşama kadar dönüp dursunlar diye, 40 defa tımarhanenin etrafında yavaş yavaş dönerlerse hacı olacaklarını söylemiş. Deliler dönmeye başlayınca da çekilmiş odasına, keyif yapmaya başlamış.
Müdür, akşam üzeri odasında çayını yudumlarken, odanın camları kırılıp içeri taşlar yağmaya başlamış. Kafası gözü yarılan müdür, kendini dışarı zor atmış. Bir de bakmış ki taşları deliler atıyor. Müdür, delilere öfkeyle bağırarak sormuş:
─ Ne yapıyorsunuz?!
Deliler de hep bir ağızdan cevap vermiş :
─ Tavaf bitti, şimdi de şeytan taşlıyoruz.
Bir asker ocağının yanında tımarhane varmış. Bu asker ocağında 84 kişi varmış bir gün askerlerin operasyona gittiğini gören iki deli heveslenip hastaneden kaçmış. Son operasyon hazırlıklarında herkes tamam mı diye öğrenmek için sayıyorlarmış sonra saymışlar... saymışlar.. ama her saydıklarında 2 kişi fazla çıkıyormuş en sonunda iki deliye sormuş "sen burada kimi tanıyorsun?" diğer deliyi işaret ederek
— Onu tanıyorum, demiş. Diğer deliye sormuş o da diğerini işaret ederek
— Onu tanıyorum, demiş.
Sonunda operasyona gitmişler bir deli yaralanmış diğeri ağlamış sonra komutan niye ağlıyorsun diye sormuş deli şöyle cevap vermiş "o yaralandığı halde gülüyor da bana da tımarhanedeyken ben ne yapıyorsam tersini yap da deli olduğumuzu anlamasınlar dediğini sana söylemem" demiş tam bu sırada telefon çalmış ve delilerin tımarhaneden kaçtıklarını öğrenmiş
İki deli hapishaneden kaçmışlar ve yolda giderken biri;
— Hava çok sıcak, iki gazoz alalım da içelim, demiş. Diğeri de;
— Tenha bir yere gidelim burası çok kalabalık zabıtalar görür, demiş.
İnşaatın tepesine çıkmışlar biri "aşağıda bir havuz olsa da atlasak" demiş diğeri de "havuzdan kolay ne var?" demiş ve aşağı inip gazoz kapağının içine biraz gazoz doldurmuş ve "atla" demiş diğerine. O da atlamış, tam girecekken gazoz kapağını çekmiş aşağıdaki deli. Hastanede düşen deli diğerine;
— Niye çektin lan şerefsiz gazoz kapağını ne güzel yüzecektim, demiş. Diğeri de;
— Valla boğulursun diye korktum, demiş
Adamın biri kendini fare zannettiği için akıl hastanesine düşmüş. Tedavisi bittikten sonra doktor sormuş.
- Şimdi sen bir fare misin yoksa insan mı? Deli;
- Fare olur mu doktor bey ben bir insanım. Doktor;
- O zaman artık gidebilirsin, iyileştin artık. Deli kapıdan çıkmış ve "İmdaaaaaat!" diye bağırarak tekrar içeri girmiş doktor "Ne oldu?" demiş. Deli;
- Bir kedi gördüm de ondan korktum. Doktor;
- Sen hani artık kendini bir fare zannetmiyordun...
Deli;
- Ben fare olmadığımı biliyorum da kedi nerden bilsin..
Bir deliler hastanesinde doktor delileri test ediyormuş. Boş bir havuza delilerin atlamasını söylemiş. Hepsi atlamış ve bir yerleri kırılmış. Birinin atlamadığını görünce akıllandığını sanan doktor, deliye:
- Sen neden atlamıyorsun?
deli şöyle cevap vermiş
- Çünkü üstümde mayom yok, mayosuz yüzemem...
Bir gün deliler hastanesinde bir deli aşağıya bir bardak su koyar ve arkadaşlarına "ben bu bardağa atlayıp yüzerim" der.
Tam atlamaya çalışırken alttan bardak çekerler ve yere düşer, doktorlar bunu kimin yaptığını sorarlar bir deli "ben" der ve ona bunu neden yaptığını sorar o deli de;
— Eğer suyun içine düşer de çıkamazsa boğulur ölür diye yaptım
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında :
- Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi, demişler.Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamam böceği dökmüşler ve :
-Buyrun beyler, yiyiniz, demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş.
- Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!
Deli Fıkraları, fikraoku.com.tr paylaştı
Hatırlamıyorum Fıkrası
Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz.
— Oğlum, kafayı yedik de bu kadar da değil. Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki:
— Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor. Bunun üzerine diğer arkadaşı:
— Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum.
Deli Fıkraları, Reyhan paylaştı
Delinin Fıkrası Fıkrası
Delinin biri tımarhanenin bahçesinde yürürken bakmış başka bir deli ağacın altında oturmuş kahkahalar atıyor.
Hemen yanına koşmuş ve sormuş;
- Hey dostum! sen niye gülüyorsun öyle?
Diğer deli;
- Hiiç, ben hep kendi kendime fıkra anlatırım ama bu seferkini hiç duymamıştım.
Deli Fıkraları, lina paylaştı
Biz Yıllardır Bakıyoruz Fıkrası
Akıl hastanesine yeni atanan müdür hastaneyi dolaşmaya karar vermiş. Dolaşırken hastanesinin dışarıya bakan duvarının dibinde bir grup akıl hastasının tek sıra olup duvardaki bir delikten baktıklarını görmüş. Merak içinde yanlarına giderek :
- Yahu hepiniz toplanmış burada ne yapıyorsunuz.
- Hiçbir şey yapmıyoruz sadece bu delikten dışarı bakıyoruz...
Bunun üzerine müdür hastaları kenara iterek :
- Durun birde ben bakayım, demiş ve delikten dışarıya doğru bakmış. Birde ne görsün delik kapalı ve hiçbir şey görünmüyor. Hiddetle akıl hastalarına dönerek :
- Yahu! demiş, Ben baktım bu delikten dışarı bir şey görünmüyor peki siz ne görüyorsunuz :
- Deliler hep bir ağızdan Müdür Bey, demiş. Biz yıllardan beri bakıyoruz bir şey göremedik siz bir bakışta nasıl göreceksiniz ki.