Ailesi onu kolejlerde okutmuştu… Beyoğlu’nda gezerken keşfedildi
Ailesi onu kolejlerde okutmuştu… Beyoğlu’nda gezerken keşfedildi… Yeşilçam’dan rüzgar gibi gelip geçti
Türk sinemasının “Yeşilçam” olduğu dönem; kendine özgü yıldızlarını da yarattı. Belki bugünkülerden farklıydı o yıldızlar ama gelip geçtikleri çağa öyle bir damgalarını vurdular ki, zaman bile onların izlerini silemedi.
Detayı gorsele dokunup diğer sayfamızadan okuyunuz
ACI HABER YİNE UZAKLARDAN GELDİ
Sinemamızın 1980’li ve 90’lı yıllarına damgasını vuran bu yıldızlardan biri hiç beklenmedik bir biçimde ve beklenmedik bir yaşta hayata veda etti. Tıpkı yine aynı dönemin yıldızlarından biri olan Tolga Savacı gibi acı haber yine uzaklardan, ABD’den geldi…
RESİMLERİ BÜYÜTMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYIN
Yeşilçam’ın 80’li ve 90’lı yıllarına damgasını vuran Ahu Tuğba, 69 yaşında hayata veda etti.
Upuzun sarı saçları, buğulu mavi- yeşil gözleri, kusursuz yüz hatlarıyla Türk sinemasının gelmiş geçmiş en güzel yıldızlarından biri olan Ahu Tuğba’dan geriye, rol aldığı filmler ve bütün açık sözlülüğüyle yaptığı açıklamalar kaldı.
KOLEJLERDE OKUDU… GERÇEK ADI YERİNE TAKMA İSİM KULLANDI
Ahu Tuğba da sinemaya adım attıktan sonra gerçek adı yerine kendine takma isim seçen yıldızlardan biriydi.
Onun hayat öyküsü 18 Temmuz 1959 günü İstanbul’da başladı.
Ailesinin koyduğu ismiyle Canan Tuğba Çetin, Yeşilköy’de yaşayan varlıklı bir ailenin tek çocuğuydu. Öğrenim hayatına Maçka İlkokulu’nda başladı. Sonra Atatürk Kız Ortaokulu’nu bitirdi.
Ailesi onu lise eğitimi için İstanbul Robert Amerikan Lisesi’ne gönderdi. Hatta oradan da Kanada’daki Concordia Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi. Fakat orayı bitirmeden Türkiye’ye döndü.
Çünkü kalbindeki sinema ateşi çoktan yanmıştı bile…
BEYOĞLU’NDA GEZERKEN KEŞFEDİLDİ
Bir gün Beyoğlu’nda dolaşırken, bu açık renk uzun saçlı, kocaman mavi gözle genç kız yönetmen Metin Erksan’ın dikkatini çekti. Onun teklifiyle sinema kariyerine de başlamış oldu eski adıyla Canan Tuğba Çetin.
Sinemaya adım attıktan sonra ise artık adı Ahu Tuğba’ydı.
Ahu Tuğba aralarında Kemal Sunal, Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Kadir İnanır, İlyas Salman, Hakan Ural, Yaşar Alptekin, Tarık Tarcan, Burçin Oraloğlu ve Nuri Alço’nun da bulunduğu birçok ünlüyle çok sayıda filmde kamera karşısına geçti.
ÖZEL HAYATIYLA DA HEP GÜNDEMDEYDİ
Bütün bunlar bir yana özel hayatıyla da hep gündemde oldu Ahu Tuğba.. Bu durumun böyle olacağı da daha ilk gençlik yıllarında belliydi aslında.
İlk evliliğini 1973 yılında bir okul arkadaşıyla yaptı. Ama kısa sürdü. Ardından 1981’de Mustafa Ulusoy ile iki yıl süren bir evlilik yaptı. Ondan sonra Nafiz Kavi ile üçüncü, Süha Kutlu ile dördüncü evliliğini gerçekleştirdi.
Beşinci evliliğini Osman Soyer, altıncı evliliğini Enis Karaduman ile yaptı. Bir sonraki eşi Metin Has’tan boşandıktan sonra Fransız Pascal Levaseur ile hayatını birleştirdi.
1991 yılında kızı Anjelik’in babası Arnavut asıllı doktor Timmy Alejtanij ile evlendi. Bir yıl sonra tek çocuğu dünyaya geldi. Evlilik 2010 yılında bitti.
Tugba 10’uncu evliliğini İzmirli varlıklı bir ailenin oğluyla yaptı. Ama o da uzun ömürlü olmadı.
Türk sinemasının bir dönemine damgasını vuran yıldız, bir süredir kızının da bulunduğu ABD; Miami’de yaşıyordu.
Son 10 yılda da kızı Anjelik’in söylediği gibi yalnızdı ve hayatını da tek evladına adamıştı.
LAFINI HİÇ SAKINMADI
Ahu Tuğba kariyerindeki başarısının yanı sıra alışılmışın dışında güzelliği ve açık sözlülüğüyle de konuşuldu hep. Her ne kadar bir bakanın dönüp bir daha baktığı gösterişli bir fiziğe sahip olsa da hiçbir zaman kendisi hakkında “Ben güzelim ” demedi.
Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda bu konuda şunları söylemişti. “Ben asla güzelim, gösterişliyim demedim. Bunları özürlüler der. Var öyle özürlü sanatçılarımız. Çıksınlar bir Edirne’den öteye de onlara bakarlar mı acaba! Makyajla, ameliyatla herkes güzel oluyor. “
Estetik operasyon geçirip geçirmeği konusunda da şöyle konuşmuştu aynı röportajda “Dişlerimi…Kavgalardan çok kırıldığı için”.
Bunun nedenini de Tuğba, hayatına giren eşlerinin kıskançlığına bağlamıştı. “Aşırı erkek hissediyorlar kendilerini, Benim de dayak attıklarım vardı. Ama anne olduktan sonra meleğim sanki” diye konuşmuştu.
‘BİRİNİ UÇAKTA BOŞADIM, BİRİNİ UYURKEN’
Tuğba, bu kadar çok evlenip boşanmasına rağmen eski eşlerinden hiç nafaka almadığını da gizlemedi. O sırada anlattığına göre kocaları da onun tarafından boşandıklarını sonradan öğrenmiş. Bu konuyu ise tek bir cümleyle özetlemişti Tuğba: ” Birini uçakta boşadım, birini de o uyurken.!
Bu konudaki sırrını da yine büyük bir açık sözlülükle anlatmıştı Tuğba: “Evlenmeden önce boşanma için vekaletlerini alıyorum. Boşanma vekaletini avukatıma vermezsem ben de bu nikaha imza atmam:”