Yunanistan'ta polisin bir kişiyi darp etmesi sebebiyle Yunanlılar protesto gösterileri yaptı. Yunan Kadınları Türklerle Evlenmek İstiyoruz diyerek Bağırdı.
Yunanistan’ın başkenti Atina'da eylem başladı. Atina'nın Nea Smirni bölgesinde gerçekleşen olayda emniyet güçlerinin bir şahsı dap etti. Yunan polislerinin yaptığı bu hareket ile birlikte binlerce Yunanlı, protesto gösterisi başlattı.
Protestolarda Yunan kadınlar, "Türkiye ile sınırları aç, İzmir’e gidip Türklerle evleneceğiz." diyerek protestolarına devam etti. Yunan kadınları bu sözleriyle Miçotakis'e tepki gösterdi.
devamı için görsellere tıklayınız
"TÜRKLERLE EVLENMEK İSTİYORUZ"
Protestocular, Yunanistan'da son zamanlarda uygulanan polis şiddetine tepki gösterileri başlatmıştı. Yunanlı protestocular, Yunan başbakan Kiryakos Miçotakis'e Türkiye çağrısı yaptı. Yunan medyası, konu olan şahsın izinsiz gösteri gerçekleştirmek istemesi sonucunda dövüldüğünü yazdı. Ayrıca insanlara koronavirüs (kovid-19) hastalığına karşı alınan önlemlere uyulmamasından dolayı da müdahale edildiği iddia edildi.
Yunanlı emniyet güçlerinin şiddetine tepki veren topluluk ve güvenlik kuvvetleri arasında gece boyunca çatışmalar devam etti. Yunanistan'da yaşanılan şiddet olayları hiç bitmiyor. Bu sebepten dolayı da Yunan halkı polisi protesto etmeye devam ediyor. Bazen de protesto anında garip olaylar yaşanıyor.
Yunanlıların müzik ile yaptıkları protestoda bir grup kadın dans etti. Yunanlı kadınlar Başbakan Miçotakis'e tepki gösterdi. Yunanlı protestocu kadınlar: "Türkiye ile sınırları aç, İzmir’e gidip Türklerle evleneceğiz." diyerek eylemde bulundu.
Amerikalı iktisatçı Paul Samuelson, ünlü iktisat kitabının ilk bölümüne ülkelerin sahip oldukları üretim olanaklarının kullanımına ilişkin tereyağı ve silah örneğini vererek analize başlar. Samuelson, bir ülke eğer kaynaklarını daha çok silaha ayırırsa sembolik bir mal olarak aldığı tereyağına (gıdaya, eğitime, sağlığa) daha az kaynak ayırmak zorunda kalacağını anlatır. Buradan yola çıkarak ekonomilerin yüksek oranlı büyümesi her zaman toplumsal refahı mutlaka artırır diyemeyiz. Örneğin bir ülke eğitime ve sağlığa yatırım yaptığında yatırım harcamaları, dolayısıyla GSYH’si yükselir.
Buna karşın silah yatırımlarını artırdığında da yatırım harcamaları ve GSYH artar. Bu iki farklı tercihin yarattığı sonuç aynıdır; GSYH yükselmiştir. Ancak ilkinde toplumsal refah yükselirken ikincisinde refah artmaz ya da çok az artar.
Yunanistan son 10 yıldır gittikçe radikalleşen popülist partilerce idare ediliyor. Önce sağcı Yeni Demokrasi Hareketi ülkeyi borç krizine soktu. Sorunu çözme savıyla iktidara gelen Syriza bekleneni veremeyince, Miçotaksis başkanlığında Yeni Demokrasi Hareketi 2019 yılında tekrar başa geçti. Miçotaksis hükümeti ekonomik sorunları çözücü politikalar üretemeyince hemen milliyetçilik silahına sarıldı. Üstelik bunu sadece söylemde değil, askeri harcamalarını artırarak, ülke topraklarını ABD’nin sınırsız kullanıma açarak yaptı.
Yunanistan cari açık (cari açık/GSYH oranı %4,4) ve bütçe açığı veren (bütçe açığı/GSYH 0ranı %9,9) bir ülke olmasına rağmen silahlanma harcamalarına ciddi kaynak aktarmakta. Askeri harcamalar/GSYH oranı istikrarlı bir biçimde artarak 2020 yılında %2,8’e ulaştı. Daha da önemlisi 10,1 milyonluk nüfusuna rağmen 2020 yılında kişi başına 508,6 dolarlık askeri harcama yaptı. Bu tutar Rusya’da 422,9, Çin’de 175,2 ve Türkiye’de 210,3 dolar. Yunanistan’ın 2020 yılı GSYH’si 189,4 milyar dolar. Buna rağmen Yunanistan’ın kişi başına bu kadar yüksek askeri harcama yapmasının finansal kaynağı nedir?
Sorunun yanıtı kamunun borç yüküyle ilişkilidir. Yunanistan kamu borcu/GSYH oranı 2021 yılının ikinci çeyreği itibarıyla %217,7, Yunanistan’ı GKRK %152,4’le izlemekte. OECD ülkeleri arasında borç yükünde (2020 yılı için) ilk sırayı %257’yle Japonya alırken ikinci sırada %238’le Yunanistan gelmekte.
Yunanistan’da iktidarda bulunan YDH siyasi geleceğini uzatmak için Yunanistan ekonomisini büyük bir krize doğru sürüklemekte. Yunan hükümeti aslında gelecek kuşakların ekmeğinden-tereyağından çalmakta. Yarışın alanı yanlış. Yarış toplumsal refah, özgürlük ve demokrasi için olmalı. Bunlar ne yazık ki popülist yönetime sahip ülkelerin halklarına unutturulmakta. Yine de umudu kaybetmemeliyiz. Yeni yıla Şili seçim sonuçları nedeniyle daha bir umutla giriyoruz.