Bir markete giderek alışveriş yapmak isteyen kadın sıraya girer ve beklemeye başlar. Kadın peçelidir. Sıra kendisine gelir ve kasiyre doğru gitmeye başlar.
Süper markette ihtiyaçlarını alan tesettürlü ve peçeli bir bayan en boş gördüğü kasaya sıraya girer.
Önünde tek müşteri kalınca sepetindeki erzakları sırayla tezgaha dizmeye başlar. Nihayet kasiyer onun erzaklarını okutmaya başlar.
PEÇESİ İÇİNDE GÖRDÜ
Bir yandan da tesettürlü bayanı gözünün ucuyla süzer.Müşterisine saygısız ve şımarık tavırlarla: “Bizim bu ülkede birçok problemimiz var . Senin peçen de bunlardan biri.
Biz gurbetçiler ticaret için buradayız, dinimizi veya tarihimizi göstermek ıçin değil. Şayet dinini yaşamak, çarşafını giymek ve peçeni takmak istiyorsan, Arap ülkene geri dön, orada ne yapmak istiyorsan onu yap.” der.
Tesettürlü müşteri erzaklarını poşetledikten sonra yüzündeki peçeyi kaldırdı. Kasiyer gördüklerine inanamadı. İnanamadı; çünkü müşteri sarışın ve mavi gözlüydü.
Müşteri:
“Ben bir Fransız’ım. Arap değilim. hele bir göçmen hiç değilim. Bu benim ülkem ve İslam benim dinim. Siz Müslüman doğumlular, dinlerinizi çıkarlarınız uğruna sattınız ve bizde onları sizden satın aldık.” der. Tezgahtarın yüzündeki şaşkınlık yerine utangaçlığa bırakır. Kafasını önüne eğer. Yaptığından utanç duyar. Ne diyeceğini bilemez.