Üsküdar Üniversitesi rektörü Nevzat Tarhan, üç kez kanseri yenen ve dördüncü kez kansere yakalandıktan sonra vefat eden Neslican Tay hakkında açıklama yaptı. Tarhan, “Seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı, dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi” dedi.
Tarhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Neslican Tay’ın “Belki kaybedeceğim ama savaşarak kaybedeceğim” sözünün yazılı olduğu fotoğrafı paylaşarak şu ifadeleri kullandı:
“Neslican Tay kızımız çok çile çekti ama ümidini kaybetmedi, ölümle yüzleşebilseydi ölüm bilincine sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm.”
Tarhan’ın bu tweeti sosyal medyada gündem oldu ve büyük tepki topladı. Tarhan tepkiler üzerine yeni bir açıklamada bulunmadı.
'152 bin kişi hakkında gizli soruşturma yürütülüyor'
FETÖ/PDY ile 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yargılamalar son dönemin en önemli tartışmaları arasında yerini aldı. Son olarak Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün sözleri ile gündem olan tartışmaya ilişkin son gelişmeleri Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk yazdı.
Öztürk, 152 bin kişi hakkında ise gizli soruşturma yürütüldüğünü öne sürdü. Saygı Öztürk'ün yazısı şöyle;
Bir dönem “Fethullahçılar” denildiğinde taraftarları kızıyor, kendilerine “Hizmet Hareketi” denilmesini istiyordu. Yargıtay kararıyla, “Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ” denilmeye başlandı. FETÖ soruşturma ve davalarını “FETÖ/Paralel Devlet Yapılanması-PDY), ile “FETÖ Fiili Darbe Yargılaması” diye ikiye ayırmamız gerekiyor.
Yargı mensubu sayısının 12 bin olduğu dönemde, 3 bin 926 hakim ve savcı meslekten çıkarıldı. İtirafçı olan 133 hakim ve savcı da emekliye sevk edildi.
RENK DEĞİŞTİRENLER
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, çıkışı sadece Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör'e değil, dünün FETÖ'cülerinin bugün mücadele yapılmadığı iddiasınadır. Şunu da belirtelim, Dilek Güngör'ün eleştirileri de bakanlık ve HSK tarafından dikkate alınmalı. İşin içinde olanların bazen duymadıkları, dışarıda daha çabuk duyuluyor.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, “Yargı Reform Strateji Planı”nın TBMM'de ele alınacağı, bakan değişikliklerinin yapılacağı söylentilerinin yoğunlaştığı bir sırada “FETÖ ile mücadele etmiyor” diye eleştirilmesi de haksızlık. Bakan Gül, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) FETÖ'cü suçlaması olanlarla ilgili bir şey atlamamaya özen gösteriyor. Peki “Yargıda FETÖ'cüler temizlendi mi?” aslında bu hiçbir kurum için söylenemez. Kendilerini gizleyen, başka tarikatların, cemaatlerin içine giren, “renk değiştirip” kendisini gizleyenler var.
PEKİ NE YAPILIYOR?
Önce şunu belirtelim, Allah herkesi iftiradan korusun. Günümüzde, intikam amaçlı ya da çıkara dönük ya da “itirafçı” olup kendini kurtarmak için sağa-sola çamur atan ve bunlara göre hakkında soruşturma açılanlar da oluyor. Bir yapıyı ortaya çıkarmak kolay olmuyor. 11 Temmuz'da Mehmet Yılmaz'ın başkanlığını yürüttüğü HSK İkinci Dairesi 17 hakim ve savcı hakkında soruşturma kararı verdi, bunlardan 9'u görevden uzaklaştırıldı.
Bu da gösteriyor ki mücadele daha bitmedi. İtirafçıların ifadelerinde geçen hakim ve savcılar, By-lock soruşturmaları, ankesörlü telefon soruşturmaları devam ettikçe yeni isimler ortaya çıkacaktır. Ayrıca her soruşturma geçiren, tutuklanana da FETÖ'cü denilemez. Sadece Yargıtay'da tutuklanıp da beraat edenlerin sayısı 8'i şimdiden buldu. “Mücadele edilmiyor” denilip, kurum ve kuruluşların baskı altında tutulması da beraberinde haksızlıklar da getirebilir. Devleti ele geçirmeye çalışan hangi yapı olursa olsun, bunlarla mücadele esastır. Evet, hep siyasiler, bazı ünlü iş insanlarına dokunulamadığı, bunların para ya da başka desteklerle kurtarıldığı söylentilerini de yabana atmamak, soruşturmaları ranta çevirenlerin varlığını göz ardı etmemek gerekiyor.
FETÖ SORUŞTURMA VE DAVALARI
13 Eylül 2019 tarihi itibariyle Türkiye genelinde FETÖ/PDY'den 6 bin 502 kişi tutuklu, yani iddianameleri henüz hazırlanmamış, 22 bin 700 kişinin ise cezası kesinleşmiş yani hükümlü. Bu durumda cezaevinde FETÖ'den tutuklu ve hükümlü olanların sayısı 29 bin 2002 kişi.
Bununla bitmiyor, halen 152 bin 399 kişi hakkında FETÖ'cü oldukları iddiasıyla gizli soruşturma yürütülüyor. 69 bin 567 kişinin ise davası devam ediyor. Soruşturma ve davaları devam edenlerin sayısı 221 bin 966 kişiyi buluyor.
DARBE GİRİŞİMİ DAVALARI
15 Temmuz Darbe Girişimi ile ilgili bütün soruşturmalar tamamlandı. Şu anda 21 dava devam ediyor, 268 dosya kapsamında yapılan yargılamalar da sonuçlandı. Bin 804 sanıklı davalarda 695 kişi adli kontrolle serbest bırakılırken, 819 kişinin tutukluluğu ise devam ediyor.
Sonuçlandırılan davaların karar türen göre dağılımını inceliyoruz: Bin 216 sanığa ağırlaştırılmış müebbet (17 sanık hakkında 141'er kez, bir sanık hakkında 140 kez, bir sanık hakkında 137 kez, 31 sanık hakkında dörder kez, dört sanık hakkında üçer kez, iki sanık hakkında 28'er kez olmak üzere ) hapis cezaları verildi.
Bin 97 sanığa müebbet, bin 491 sanığa bir yıl iki ay ile, 20 yıl arasında değişen hapis cezası verilirken, iki bin 621 kişiye beraat, 525 kişiye ceza verilmesine yer olmadığı kararı olmak üzere toplam 6 bin 950 kişi hakkında karar verildi. Sonuçta darbe girişimi davasında 3 bin 804 kişi mahkum edildi, 2 bin 621 kişi de beraat etti. Ağırlaştırılmış müebbet-müebbet kararları meslek ve rütbe dağılımı da şöyle:
– Ağırlaştırılmış Müebbet: 71 general, 821 subay, 173 astsubay, 50 uzman çavuş, 61 asker öğrenci, 24 sivil, 4 polis, 12 er, 24 sivil.
– Müebbet: 20 general, 403 subay, 131 astsubay, 164 uzman çavuş, 276 askeri öğrenci, 12 polis, 91 er.
– Süreli Hapis Cezası Alanlar: 18 general, 642 subay, 232 astsubay, 366 uzman çavuş, 154 polis, 43 er, 18 sivil, 1 Mülki amir, 17 askeri öğrenci.
FETÖ/PDY ile 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili yargılamalarının son durumu işte böyle. Ama daha yargı kapsamına girebilecek 152 bin kişi bulunduğunu da unutmayalım.