7 yıl kalacağı cezaevine girdiğinde henüz 18 yaşındaydı.
Üzülmesinler diye ailesine Almanya’ya gittiği söylenmişti. Bu yüzden hiç ziyaretçisi de yoktu. Koğuştaki diğer mahkumları eğlendirmek için fıkraları canlandırıyor, kendince tiyatrolar oynuyordu.
25 yaşına geldiğinde suçsuz olduğu anlaşıldı ve.. siyasi kanaatleri sebebiyle girdiği c’ezaevinden “Bir gün buraya yine geleceğim” diyerek çıktı
25 yaşına geldiği vakit suçsuz bulunduğu anlaşıldı ve siyasi kanaatleri sebebiyle girdiği cezaevinden “Bir gün buraya yine geleceğim” diyerek çıktı. 1 sene dolmadan “Gönüllü Tiyatrocu” olarak geri döndü ve cezaevlerinde tiyatrolar oynamaya başladı.
İçeride gördüğü ikenceler yüzünden bundan sonra hiçbir vakit çocuk sahibi olamayacaktı. O da tiyatro yardımıyla tanıştığı mahkumların, dışarıda anasız babasız kalan çocuklarını sahiplenmeyi düşündü.
Çünkü bu çocukların sokağa ve suça yönelmeye meyilli olduklarını fark etmişti.
Önce o çocukları okutmakla başladı işe, sonra ihtiyaçlarını karşıladı ve evlerine erzak aldı…
Çocukların adedi giderek artınca tiyatrodan kazandığı para şunları karşılamadı ve o da piyasalarda limon, naylon torba ve çay sattı.
Evet, okuduğunuz bu öyküde bahsetmiş bulunduğumuz şahıs hepimizin oynadığı dizi ve filmlerden bildiği oyuncu Turgay Tanülkü’ydü. Toplamda 26 çocuğu evlat edinen Tanülkü’nün şimdilerde 11 çocuğu okullarından mezun olup yuvalarını bile kurdu.
8 adet de torunu olan ünlü oyuncu Uluslararası İyilik Ödülü ile de ödüllendirildi. Sokaklarda kaybolmak suretiyle olan çocukları okutup, karanlık dünyalarından çekip çıkardığı ve en muhimi de bunu senelerdir hiç reklam malzemesi olarak kullanmadığı için Turgay Tanülkü’yü alkışlıyoruz. Helal olsun sana namıdeğer şahin ağa..