Yıllar önce yaşadığım büyük olay beni mahvetmişti. Büyük bir aşkla evlenmiştik eşimle asla ayrı kalamıyorduk işe gidince bile özlüyordum onu acaba şuan neyapıyor oda beni özlüyormu diye düşünürdüm hep. Eve gittiğimde sanki onu aylardır görmemiş gibi sarılıyordum eşimde bana karşı öyleydi evliligimiz mükemmel gidiyordu. Birgun babam aradı annen çok hasta gel onu doktora götür ben yaşlıyım anlamıyorum hastane işlerinden dedi, eşime anlattım beraber gidelim dedim, eşimde bana haftasonu arkadaşımın düğünü var gitmezsem çok ayıp olur söz verdim dedi, peki canım sorun değil ben giderim dedim, hazırlandım kapıdan çıkarken geri dönüp dönüp eşime tekrar tekrar sarıldım ve artık gitmek zorundaydım köye vardığımda annemi alıp hemen hastaneye götürdüm doktor iyice muayene etti teyzeyi yatirmamiz lazım durumu iyi değil dedi. Biraz düşündüm eğer orada yatırırsam eve hemen dönemezdim karımı okadar uzun süre yanlız bırakamazdım. Babamla konuştum onu bizim yaşadığımız yerdeki hastaneye goturecegimi söyledim itiraz etmediler tamam oğlum dediler. Hemen toparlandık aynı gün yola koyulduk. Uzun süren saatler içinde hep eşimi düşündüm beni bukadar erken beklemiyordu kimbilir nekadar sevinecek dedim. Otobüsten indik taksiyle evin önüne geldik saat gecenin 12 siydi. Kapıyı anahtarımla açtım içerken eşimin garip sesleri geliyordu… devamını okumak için görsele dokunarak devam edın
Yıllar önce yaşadığım büyük olay beni mahvetmişti. O zamanlar hayatımın en zor dönemlerinden birini yaşıyordum. Her şey bir anda tersine dönmüş, hayallerim suya düşmüştü. Güvendiğim insanlar, inandığım değerler, hepsi bir anda yerle bir olmuştu. Olayın etkisi öylesine büyüktü ki, geceleri uyuyamaz hale gelmiştim. Gözlerimi kapattığımda o anlar, o acı dolu anılar zihnime hücum ediyordu. Kalbimde hissettiğim o derin boşluk, tarif edilemez bir acı bırakmıştı.
Zamanla, içimdeki öfke ve hayal kırıklığı bir nevi kabullenmeye dönüştü. Ancak, o olayın izleri hala hayatımın her köşesinde hissediliyordu. Her yeni adımda, her yeni başlangıçta, geçmişin gölgesi üzerimdeydi. Bir yandan yeniden ayağa kalkmaya çalışırken, bir yandan da geçmişin yükünü sırtımda taşıyordum.
Uzun süre kendimi bu yükten kurtarmanın yollarını aradım. Kimi zaman insanlardan uzaklaştım, kimi zaman ise derin bir sessizliğe gömüldüm. Ama her seferinde, o olayın bana kattığı dersleri düşündüm. Hayatın ne kadar kırılgan olduğunu, güvenin ne denli önemli olduğunu ve en önemlisi, insanın kendini ne kadar güçlü zannederse zannetsin, bazen karşısına çıkan engellerin onu yere serebileceğini öğrendim.
Zaman geçtikçe yaralarım kabuk bağladı, ama hiçbir zaman tamamen iyileşmedi. O büyük olay beni mahvetmişti, ama aynı zamanda yeniden doğmamı da sağlamıştı. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o acı dolu deneyimin bana kattığı gücü ve dirayeti görebiliyorum. Her ne kadar zor olsa da, hayatıma devam edebildim ve kendimi yeniden inşa ettim. Ancak, o anıların izi hala kalbimde, beni ben yapan şeylerin bir parçası olarak duruyor.