Alman basınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem iç hem de dış politikada zor durumda olduğuna işaret ediliyor.
Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığına göre, Maas'ın Pazartesi günü Türkiye'ye yaptığı çalışma ziyareti Alman basınında yorum sütunlarına taşınan konular arasında. Maas ve Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu, görüşme sonrası düzenledikleri basın toplantısında gerilimlerle geçen 2020'nin ardından 2021'e yapıcı diyaloğa dayalı olumlu gündemin hakim olmasını istediklerini vurguladı.
Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ), Maas'ın Türkiye'nin Oruç Reis sondaj gemisini Doğu Akdeniz'e göndermesi üzerine iptal ettiği Türkiye gezisini şimdi yaptığına dikkat çekerek Alman hükümetinin Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri yeniden düzeltmeye çalıştığını belirtiyor:
"Son dönemde Brüksel ile Ankara arasında diplomatik çabalar yeniden yoğunlaştı. Çavuşoğlu Perşembe günü AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile görüşmek için Brüksel'e gidiyor. Bu ay içinde AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel'in Türkiye'yi ziyaret etmesi bekleniyor. Önümüzdeki hafta Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelere yeniden başlanacak…
Maas'ın Ankara ziyareti bu yıl koronavirüs salgını koşullarına rağmen yaptığı üçüncü yurt dışı seyahati. Diplomatik girişimler aynı zamanda ABD'de göreve gelecek yeni yönetime de bir sinyal. Koalisyon partilerinden birçok dış politikacı müstakbel Başkan Joe Biden'a daha aktif bir dış politikada partner olma, Almanya ve AB'ye doğrudan etki edecek bölgelerdeki anlaşmazlıklarla ciddi bir şekilde ilgilenme sözü verdi."
Süddeutsche Zeitung'un (SZ) yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:
"Siyasette kamuoyu hafızasının ne kadar zayıf olduğu, Avrupa'nın Türkiye ile ilişkilerinde kendini gösteriyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir zamanlar, ülkesini hızlıca AB'ye sokmak isteyen örnek Avrupalı olarak görülüyordu. 2000'lerin başlarıydı.
Ardından korku saçan bir varlığa dönüştü. Ortadoğu'da savaşlar yürütüyor, Hamas ve Müslüman Kardeşler'e sempati gösteriyor, komşuları Yunanistan ve Kıbrıs ile anlaşmazlıkta Doğu Akdeniz'de savaş gemileriyle güç gösterisinde bulunuyor. Kendi ülkesinde giderek daha baskıcı bir iktidar yürütüyor, hukukun üstünlüğü giderek zayıflıyor, Türkiye hatta Avrupa mahkemelerinin bağlayıcı kararlarını görmezden geliyor. Şimdi Ankara'daki adam AB ile yeniden yakınlaşmaya bel bağlamış durumda…
Ankara'daki rota değişikliğinde Erdoğan'ın baskı altında olması da rol oynasa gerek. Ekonomik durum içler acısı, stagflasyondan (resesyon ve enflasyon) söz ediliyor. Para rezervleri tükeniyor, yabancı yatırımcı sıkıntısı çekiliyor. Halk artan fiyatlar nedeniyle yakında homurdanmaya başlayabilir. Diğer yandan ABD'de Donald Trump'ın başkanlığı sona eriyor. Halefi Joe Biden ile Erdoğan'ın işi zor olabilir.
S400'ler nedeniyle kararlaştırılan Amerikan yaptırımlarını Biden hızlıca yürürlüğe sokabilir. Biden Erdoğan'ı Obama dönemindeki başkan yardımcılığı görevinden tanıyor. 2020 başında yaptığı bir açıklamada Erdoğan'ın iktidardan gitmesini istediğini belirtmiş, ancak bunun 'darbe değil seçimler yoluyla olması gerektiğini' söylemişti. Tüm bunlar Erdoğan'a etrafında dost aramak için yeterli neden sunuyor."